LinkedIn’in Yeni Rakibi: OpenAI’nin İşe Alım Hamlesi

Yayınlanma Tarihi: 09.09.2025

LinkedIn’in Yeni Rakibi: OpenAI’nin İşe Alım Hamlesi

 

GİRİŞ

Yapay zekâ artık yalnızca içerik üretmek, veri işlemek veya sohbet etmek için değil, profesyonel hayatın en kritik alanlarından biri olan işe alım için de sahneye çıkıyor. OpenAI, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamayla 2026 ortalarında devreye almayı planladığı “OpenAI Jobs Platform” ile gündeme oturdu. Platformun amacı, işverenlerle çalışanları yapay zekâ destekli algoritmalarla buluşturmak, en uygun eşleşmeleri mümkün kılmak.

OpenAI Uygulamalar CEO’su Fidji Simo, duyuru sırasında şu ifadeleri kullandı: “Şirketlerin ihtiyaçlarıyla çalışanların sunabilecekleri arasında mükemmel eşleşmeleri bulmak için çalışıyoruz. Özellikle küçük işletmeler ve yerel yönetimlerin en iyi yapay zekâ yeteneklerine erişmeleri için özel bir platform geliştiriyoruz.” Bu sözler, dev teknoloji şirketinin artık yalnızca yapay zekâ sohbet robotlarıyla değil, doğrudan profesyonel hayatın kalbine dokunan çözümlerle de var olacağını gösteriyor.

Bu adım, doğal olarak birçok çevrede LinkedIn’e doğrudan rakip olarak yorumlandı. Çünkü LinkedIn, yıllardır profesyonellerin dijital buluşma noktası. Üstelik Microsoft’un sahip olduğu bu platform, OpenAI’nin de en önemli destekçilerinden biri. Yani işin ilginç yanı, yatırımcısı Microsoft olan OpenAI’nin, yine Microsoft’a ait bir ürüne rakip olacak şekilde sahaya çıkması.

 

Benim açımdan bu gelişme, iş dünyasında yaşadığımız dönüşümün ne kadar hızlandığını çok net gösteriyor. Bugüne kadar “işe alım platformu” denince akla kariyer siteleri veya LinkedIn gibi sosyal ağlar geliyordu. Fakat artık tablo değişiyor. Yapay zekâ, yalnızca bir özgeçmiş havuzu sunmuyor; adayın yeteneklerini, potansiyelini ve işverenin beklentilerini akıllı bir şekilde analiz ederek eşleştirme yapmayı vaat ediyor.

Bu, Türkiye’deki KOBİ’ler için de kritik bir gelişme. Çünkü çoğu KOBİ, geleneksel kariyer sitelerinde görünürlük sorunu yaşıyor. Doğru adaylara ulaşmak maliyetli ve zahmetli olabiliyor. Eğer OpenAI’nin platformu, küçük işletmelere gerçekten bu fırsatı sunarsa, oyunun kuralları değişebilir.

Bir başka boyut da veri. İşe alım süreçlerinde kullanılan verinin güvenliği, doğruluğu ve etik kullanımı her zamankinden önemli hale geliyor. Yapay zekânın karar mekanizmasında nasıl şeffaf olacağı, hangi kriterlerle eşleşme yapacağı iş dünyası için kritik sorular. Bu noktada, işverenlerin de çalışanların da gözünü dört açması gerekiyor.

Hızlanan Bir Dönüşüm

Bugün geldiğimiz noktada mesele, “LinkedIn mi OpenAI mı?” sorusundan çok daha öte. Asıl konu, iş dünyasının ne kadar hızlı bir şekilde dönüşmekte olduğu. Beş yıl önce yapay zekâ destekli işe alım yalnızca bir fikirken, şimdi dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri bu alan için somut bir platform açıklıyor.

LinkedIn de boş durmuyor; son yıllarda yapay zekâ özellikleriyle kendi platformunu güçlendirdi. Yani bu süreç, birinin diğerini ortadan kaldırmasından ziyade, rekabetin profesyonellere yeni fırsatlar sunmasıyla devam edecek.

Sonuçta kazanan tek bir şirket olmayacak. Kazanan, doğru yetenekleri doğru işlerle buluşturan ve süreci hem işveren hem çalışan açısından daha şeffaf, hızlı ve verimli kılan bir gelecek olacak. Ve o gelecek, sandığımızdan çok daha yakın.

Kaynak: OpenAI – Expanding Economic Opportunity with AI